17 Ağustos 2010 Salı

Soğuk Çorba

Temmuz'da yaşadığımız yağmurlu ve serin günlere inat Ağustos alev alev geçiyor. Ramazanında bu sıcaklarda yaşanıyor olması iftarda sıcak sıcak çorbaların nasıl içileceğini düşündürdü durdu bana. Sonunda sevgilide denemeyi kabul edince ramazanın ilk günü soğuk çorba yaptım. Bariz bir tarif veremeyeceğim çünkü ben o sırada elimin altında olan bakliyatlar ile yaptım. Bugünde 1-2 ekleme ile yeniden yapacağım. Belki yapmak isteyen olur diye nasıl yaptığımı yazayım. Herkese şimdiden afiyet olsun... :)



Nohut, beyaz fasulye ve buğdayı düdüklüde ayrı ayrı haşladım. Ben hiç birini 1 gece önceden suya koymam. Düdüklüde pişirmeden önce 1-2 kere kaynar suya koyup bekletiyorum sonrada haşlıyorum. Nohutu kaynar suda beklettikten sonra 30 dakika, fasulyeyi yine kaynar suda beklettikten sonra 20-25 dakika, bulguru ise suda bekletmeden sadece bolca yıkayıp temizledikten sonra 20 dakika düdüklüde haşladım.

Haşladığım bakliyatları süzüp soğuması için bıraktım.

Yoğurdu derin bir kaba alıp istediğim kıvama gelene kadar sulandırdım. Ardından haşladığım bakliyatları ve bir kutu haşlanmış mısır ekledim. Karıştırıp tuz ve nane ekleyerek doğruca buzdolabına yolladım. İftarda serin serin afiyetle yedik, sevgilide beğendi ya artık sıkca yaparım ;)

İsterseniz yeşil mercimekte haşlayarak koyabilirsiniz.

9 Ağustos 2010 Pazartesi

Ilık Esinti...

Bu boğucu havada ne esintisi değil mi?

Balkondayız, taşındığımızdan beri halen tam olarak yerleşemediğimiz yeni evimizin balkonundayız. Şemsiyeler alındı armut koltuklar balkona atıldı. Diğer ev fransız balkonluydu da bu nedenle unutmuşum balkon keyfini. Oysa ki ne de güzelmiş meğerse...

Bu boğucu havada en güzeliymiş. Uzan armuta al notebooku kucağına, yanıbaşımda süt yapar denilen kayısı kompostom buz gibi, bir diğer yanda yine süt yapar denilen beyaz üzüm ve armutum :) bir ondan bir ondan şeklinde ağzım sürekli hareket halinde. Mai'm mışıl mışıl uykusunda, kulağımın biri onda. Sevgili karşımda, notebook kapaklarının hizasından birbirimizi kesiyoruz ohh ne iyi oldu bu balkon diyerekten bolca. Dışarıda sulanan bahçenin sesi, karşı sitenin bahçesinde oynayan çocukların sesi, sanki burnumuzun dibindeymişcesine gelen ağustos böceğinin sesi... Özlemişim balkon keyfini işte bu ev için "bu da iyi oldu" dediğim bir neden daha!




Tarihe not; Sıcakların bu kadar kendini hissettirmesi nedeniyle su içmeye başladık. ( 6 ağustos 2010)