22 Eylül 2011 Perşembe

Veliefendi'de Bir Deli :)


2 hafta önce Pazar günü bizim kız uyanıp koltuk tepelerinde dıgıdık dıgıdık yapmaya başlayınca hadi bugün Veliefendiye gidip atları seyredelim, hava da güzel değişiklik olur dedik. Midillilerde oluyordu onlarla da gezdiririz gıdıgık keyfi yerine gelir dedik :) Düştük yollara...




Bizimki Velifendi'ye girdikten sonra özgürlüğünü ilan etti, pusette oturmak ne kelime elini bile tutturmadan her bir köşeye koşturuverdi.

İlk sokak düşüşünü de yaşadı, ilk yarasını da aldı ama bana mısın demedi, toz çamur pislik içinde ama musmutlu olarak eve döndük :) Yarasının kabukları bile döküldü :) bakıp bakıp ööğğğ diyor birde, beğenmedi küçük hanım yaralı bacağını.

Midilliye falan binmedi tabi hatta atları seyretmedi bile azıtıp koşturmak varken kim ne yapsın dıgıdıkı :)



 

 










İlk Ateş! İlk Hastalık! İlk Antibiyotik!


Üzerinden uzun zaman geçti ama Mai'min tarihine not olsun diye yazıyorum.

15+5 iken ilk kez ateşlendi koca gözlüm.

İlk ateş! İlk hastalık! İlk antibiyotik!



Dr kontrolüm olduğu için annemdeydik. Mai'yi bıraktık hastaneye gittik, döndük. Koca göz uyuyordu, uyandı ki ateşler içerisinde yanıyor! Herşey 1 saat içinde olmuştu zaten.

Doktoruyla yapılan görüşmeler, ateş ölçmeye başlamalar. Ateş düşürücü verip 45 dakika geçmesini bekleyip yeniden ateş ölçümleri. Düşmediyse fitil verip ateş takibinin yapılması.

Gece ateş yüzünden huzurlu uyuyamayan bir melek, 45 dakika da bir saat kurup kalkıp ateş ölçen bir anne & baba. İlk günün sonuna doğru ateşte bir değişim olmayınca başlayanılan ilk antibiyotik.



Neymiş efendim, salgın varmış boğaz enfeksiyonuymuş. İlaçlarla yüzü gülen biraz toparlanan, yeni ilaç saati yaklaştıkça enerjisi düşüp ateşi yükselmeye başlayan minik melek seni çok seviyorum. Sen hep iyi ol, Allah sıkıntını üzüntünü göstermesin bizlere... (22.08.2011)






13 Eylül 2011 Salı

Mai Sözlüğü





Kaga Karga (Mai’ye göre tanımsız
olan, anlam veremediği her nesne, hayvan vs Karga :) )
Pepi Pepee
Aydidi Aydede
Anee Anne
Babi Baba
Zzzz Arı
Haydiie Hayde (bunu melodik söylüyor Av
mevsimi Hayde türküsü :))
Ame Amin
Tede Teyze
Öde Örge
Didi Dede
Mama Mama :)
Meme Meme :)
Cıss Sıcak
Akkım Aşkım
Aka Ayakkabı
Bebi Bebek
Hoho Havhav
Atta Gezmek
Çiş & Kaka ama tam yapacağı sırada :)
15 + 27’de durum yukarıda ki gibi aklıma
gelenleri geldikçe eklerim yine… Çok özledim kızımı…..
(Yıllık izin sonrası ilk gün kötülüğü) 








5 Eylül 2011 Pazartesi

Birikenler

Yazacak bir sürü konum birikti ama ben bir türlü fırsat bulup yazamıyorum...

Kuzum ilk hastalığını geçirdi tarihe not düşeceğim kendisi için ama hala yazamadım, bayram tatilini, ikinci hamileliğin gidişatını, ailedeki hamileliğe ilişkin yaşanılan bazı sıkıntıları bla bla bla kararlıyım ilk fırsatta yazacağım....

Şimdi ise ofisteyim, publishin bitmesini bekliyorum sonra yoğun saatler beni bekler... Beklerken Volkan'ın getirdiği börekleri, üşenmeyip demlediğim çay eşliğinde hüpleteyim. Bugünün ardından da 1 hafta yıllık izin kullanabileceğim inşallah.

Herkese süper birgün ve mutlu bir sabah olsun...


Tekirdağ'da bahçede makine ile denemeler çalışmam :)

19 Ağustos 2011 Cuma

Bir şehit anası demiş ki;

"Ben O'na birşey olmasın diye bisiklete bile bindirmedim!"

Bu cümleyi düşünmek canımı acıtıyor, yerine koymaya çalışıyorum kendimi ve nefes alamıyorum, birileri gelip boğazımı sıkıyor. İçim acıyor...

Benimde oğlum olacak ve ben oğlumun, kılına zarar gelmesin diye gözünün içine bakacağım oğlumun bu devlet için, bu insanlar için gidip askerlik yapmasını istemiyorum!!!

Allah'ım tüm şehit olan evlatların annelerine sabır, kendilerine de yattıkları yerde huzur versin...

5 Ağustos 2011 Cuma

Kavuştum... Uzun Sürdü ama Kavuştum....

Yavruyu alıp koynuma yatasım var

Sabahları evden beraber çıkasım var

Hafta sonu bir yerlere gidip bolca kullanasım var....

vaaaarol sevgili, çok yaşa, bin teşekkür :)))


22 Temmuz 2011 Cuma

Anlattım ki Çabuk Geçsin

Sıkılıyorum, içim sıkılıyor, yine kafamın içinde küçük adamlar bır bır bır söyleniyor.

Yazmak istiyorum, sürekli kendime notlar alırken buluyorum kendimi ama yok onları bir türlü adam akıllı yazıya falan dökemiyorum.

Bugünde Mai'nin gözünde ki geçmeyen kanlanmaya sıkılıyorum. Ofisten çıkacağım birazdan eve gidip minik cücemi alıp Dr'a gideceğiz. Hava değişiminden olur mu böyle şeyler? Yoksa tatildeyken denizden mikrop kaptıda istanbul'a döndükten sonra mı çıktı ortaya? Yada sıcak havalar yüzünden gözde kuruma olurda kanlanma yapar mı? mı mı mı? Gidelim dr'a da rahat edelim.

Dünde sahilde keyif gezisine çıkmışken sıkıldım. Şenlenip, keyiflenelim gidip mis gibi iyotu ciğerlerimize çekelim diye yemekten sonra dütük yollara çekirdek aile ve Örgüşle. (Mai'me teyzesi bakıyor artık, ne keyif anlatamam)

İndik sahile başladık yürümeye, tek derdimiz o sırada dondurmayı şimdi mi alsak dönerken mi çelişkisi.

Derken o kadar kalabalığın olduğu insanların akşam yürüyüşü için çoluk, çocuk, torun, tombalak döküldüğü sahilde sivrizekalının biri elinde pabucu ağaçta kalan birşeyi almak için pabucunu ağaca fırlatmaya hazırlanıyor... Şaka gibi dimi? O kalabalıkta bu kadar aptalca birşey nasıl yapılır ki?  Biz dur, hop, yapma, atma hebele hübele derken attı sivrizekalı pabucunu. Ve körün gözü geldi bizim kızın üstüne düştü. Allahım yarabbim gözlerim döndü, delirdim. Hala düşününce o an gözümün önüne gelince ensemden doğru sıcak basıyor bana. Allahtan kız tam o esnada etrafa bakmak için arabasında öne doğru eğilmiştide sırtına doğru geldi yoksa tam kafasına gelecekti!

Ben o gözü dönmüşlükle kudurmuş gibi adama bağırıyorum, ben bağırıyorum sevgili ayrı bağırıyor. Adam utanmadan, özüğr dileyeceğine sevgiliye diyor ki ne şekil yapıyorsunuz? Ay gelde paralama bunu. Ben yine dayanamıyorum söylenmeye başlıyorum adam tamam özür dilerim diyor başkaları araya giriyor ve biz sinir küpü halinde sahil gezimize devam etmeye çalışıyoruz.

Koca sonra bana kızıyor ee haksız sayılmaz ki. Sen ne diye söyleniyorsun, karnında bebeğin adam ya birşey yapsa sana o sırada diyor ve haklı da :( Ama ben sinirlenince kendime hakim olamıyorum, sonra ki olası olumsuz adımları düşünemiyorum. Ki artık düşünmem lazım, kontrollü olmam lazım ama nasıl bakalım.

Daha önce bir maç çıkışı yan kesicinin üstüne atlamışlığımda var onda da feci fırça yemiştim kocadan ki onda da multi haklıydı yine.

Uff be ne çok anlatmışım, nasıl sıkılmışsa içim...

Ben hafiften toparlanıyorum, birazdan çıkacağım. Hafta sonu da geldi, ramazan önce son haftasonları değerlendirmek lazım. Bakalım Dr sonrası yaparız planları. Plan yapmak dedimde artık plansız bir iş yapmayacam ben bu gidişle :) nedenleri daha sonra ki postlara kalsın, öptümmmm herkese iyi haftasonları...

Fotoğraf tatil öncesi Tekirdağ'da dalından erik yiyen çılgın cüce. Erik önce itinayla tüm ayak parmaklarına değdirilir ve sonra hoop ağıza atılır... ohhh en lezizi :)))

29 Haziran 2011 Çarşamba

"Benim burada ne işim var" Der Gibiyim...

Geçmiyor son günlerde ofiste saatler. Neden bilmiyorum, garip sıkıntım ve ağırlıklarım var üzerimde... (kilo ağırlığımdan bahsetmiyorum şekerim :))

Eve gitmeden evde yapacaklarımı düşünüyorum, düşünüp düşünüp nasıl yetişeceğim diyorum...
  • Akşam eve gidince ne pişireceğimi düşünüyorum,

  • Bize ne pişireceğimi buluyorum sonra ama bu Mai için uygun olmaz, Mai'ye ne pişirmeliyim derdine düşüyorum,

  • Ertesi gün Mai'nin öğlen çorbasına ne yapayım onu düşünüyorum,

  • Eve gidip makinedeki çamaşırları alıp kurutmaya atmam gerektiğini,

  • Kurutmadaki nevresimleri çıkartıp katlamam gerektiğini,

  • Bu arada hafta sonunda ütü için verdiğim gömlekleri getirecek olan Güven Bey'e geldiğinde nevresimleri vermem gerektiğini düşünüyorum,

  • Bunları yaptığım sırada Mai'nin henüz uyumamış olacağını ve "adne, adne" diyerek bacaklarıma yapışmış olacağını düşünüyorum,

  • Mai bacaklarıma yapışmışken hiç birşey yapmayı istemediğimi ve onu hemen kucaklayıp mıncır mıncır öpmeye başlayacağımı düşünüyorum, (en keyifli kısmı bu zaten düşünceler arasında)

  • Yemekler yenip, Mai ile oynaşılıp, mayışıldıktan sonra Mai uykuya dalarken ben banyo yapabilmeyi düşünüyorum,

  • Başarabilirsem de ojelerimi çıkartıp yenilemeyi düşünüyorum,

  • Saça fönü sabah uykusundan 15 dakikayı gözden çıkartarak sabaha bırakıyorum....
Bu kadar düşünülecek şey içerisinde birde kalan zamanın 18:00'e kadar nasıl geçip gideceğini düşünüyorum, sanki başka işim yokmuş gibi... Şimdi ne işim var benim burada??





16 Haziran 2011 Perşembe

23.Hafta Partisi Var Galiba...





Sabahtan beri içeride bir telaş bir hazırlık ne oluyor anlamadım :)

Tekmeler, yumruklar uyandığımdan beri havalarda uçuşuyor. Sağdan sola kayıyor, yuvarlanıyor keyfine diyecek yok sanırım.


Anladım ben, oğlan 23.haftasını kutluyor, bende kutlamasına antepfıstıklı çikolata ile katılayım en iyisi ;)

14 Haziran 2011 Salı

5 Ay + 8 Gün + 5 Kilo :)

5 kilo ne kadar mutluyum :) İlk hamileliğimde toplamda tam 30 kilo almıştım. Kontrolsüzdüm, sonbahar ve kış ayına denk gelmişti. Her akşam 1 kilo çileği 1 kase şekerle yiyordum eee evet iyi halt ediyordum ki sonunda aldım 30 kiloyu oturdum.

Şu yazımda yaklaşık aynı haftalarda 15 kilo aldığımı yazmışım.

Şimdi ise aldığım 5 kilo ile çok mesudum :) Tabi bu kiloyu dr kontrolünde alıyorum, oğlanın gelişimini engelleyecek en ufak birşeyi yapmak isteyeceğim son şey!

Yaz ayında olmanında avantajları var tabi, bol bol ve taze taze meyve sebze yemek benim için avantaj. Yine 1 kilo çilek yiyorum bir oturuşta ama yanında 1 kase toz şeker olmadan ;)

Geçtiğimiz hafta detaylı ultrason kontrolü vardı. Herşey çok şükür yolunda. 2 hafta sonrada şeker yüklemesi yapılacak, inşallah onda da bir sıkıntı yaşamam.

İkinci hamilelikler için çok zor geçer derlerdi yada benim etrafımdaki felaket tellallarının uydurması bilmiyorum ama benim için 2.hamilelik daha rahat geçiyor, üstelik tepemde bir başka kuzu olmasına rağmen. Kızımında herşeyiyle ben ilgileniyor olmama rağmen. Hala her akşam küvete eğilip ben yıkıyorum, hala gece benim kendisini uyutmamı istiyor. Uyumak istediğinde gelip kucağıma çıkıyor kafayı göğsüme yaslıyor, şarkılarla kucakta sallanıp, keyif yaparak uykuya dalıyor. İkimiz dışarı çıktığımızda hala merdivenlerde pusetini kucaklıyorum, daha daha bir sürü şey aynı devam ediyor hayatımda. İkinci hamileliklerde 1.de olduğu gibi evhamlı da olmuyorsun, herşeyi kafaya takmıyorsun zamanında nasıl geçip gittiğini anlamıyorsun. Çoğu gitti azı kaldı diyorum. Eylül sonu, Ekim başını bekliyorum. (dr sezeryan olacağı için 2.bebekte 10 gün erken doğum olabileceğini söylüyor. zaten gıcığım bu sezeryan mevzusuna. ayrı bir postta yazayım onu)

birde son halimi ekleyeyim tam olsun, ben ve sabah sütüm huzurlarınızda ;)



Hepinize öpücükler....

27 Mayıs 2011 Cuma

KARDEŞİME.....

Kardeş demek hayat demektir...


Kimi zaman aldığın nefeste diyebilmek...


kimi zaman üzüldüğün anda karşında bulabilmek...


Hiçbir zaman sevgili kardeş gibi olamaz...

kardeşin aşkı sevgiliden çoktur...

Sevgili terk eder, kardeş yanında baki kalır...

Sevgili emreder, kardeş teselli eder...

Kardeş sevgiliden çok sever...

Bilir misin bizde kardeşlik nedir...

Nefesin kesilirse, al benim canımı kullan ...

senindir... .

Yolun sonu uçurumsa eğer...

geri dön...

İlk adım benimdir.


                    Sene 2007 falan sanırım.

5 Mayıs 2011 Perşembe

Anneler Günü artık Benimde Günüm :)

Canım ANNEM!


Seni çok seviyorum, iyi ki varsın, iyi ki bizimlesin...


Hep bizimle, hep başımızda ol inşallah....




Bu şarkıyı anneler günü için önce anneme sonra da tüm annelere hediye etmek istiyorum zira ben bayıldım kendisine :))))



Canım annem, torununun diş buğdayında :)

3 Mayıs 2011 Salı

.........

Olmak istediğim yerde, zamanda ve kişilerle değilim....

Dilimde, parmağımda o kadar çok kelime var ama çıkmıyor, çıkmak istemiyor, endişeli, sıkıntılı, hüzünlü ve galiba biraz da bu seçimler için pişman...

27 Nisan 2011 Çarşamba

Şaşkın Anne...

24 hafta sonra göreceğiz bakalım oğlan anası olmak nasıl birşeymiş :)))






Çok mu Zor!!

Akıllı, edepli, dürüst, ahlaklı, yaptığa işe saygı duyan, aldığı paranın karşılığını vermek için uğraşan ve bunu haketmeye çalışan insanlarla çalışabilmek çok mu zor?

Bunlar her insanda zaten olması gereken erdemler değil mi?

Bunları arayıp bulmak neden zor???


Babasının ölüm döşeğinde olduğunu söyleyip defalarca şehir dışına gitmek için izin alan ve benimde hiç bir seferinde bu isteği ikiletmediğim bir çalışanım var. Hem böyle bir durumu nasıl sorgularsın, nasıl şüphe duyarsın ki adamın babası hasta. Üstelik o kadar üzülüyoruz haline, hep soruyoruz var mı bir ihtiyacın diye.

Ama sonra ne oluyor? Öğreniyoruz ki adam babam ağırlaşmış ben yanına gitmek zorundayım dediği ve babasının başında olduğunu söylediği 5 gün boyunca aslında TATİLDEYMİŞ!!!! Şaka gibi değil mi? Bana attığı en son sms'de babamın durumu artık çok ağır ama burada bekleyip yapılacak birşey yok ben helalleşip işe geliyorum!!! Lafa bak, oynadığı vicdana bak, bu nasıl evlat, sevgilisiyle tatil için babanın bu denli ağır kullanılması nasıl bir ahlak. Ben hala saf ya yapma dönme kal istediğin kadar babanın yanında diyorum.


Yazdıkça bile deliriyorum... Birde üstüne pişkin pişkin bana güvenmiyor olmanız beni çok üzdü demez mi!!!

Çarpsam yüzüne bir tokat anlar mı hatasını?? Anlamaz ama değil mi????


20 Nisan 2011 Çarşamba

Oturan Tosbik ٩(-̮̮̃-̃)۶

Dün sabah itibariyle elma şekerim bizi yatakta oturarak karşılamaya başladı :) Sabah uyandım baktım bizimki uyanmış kendi kendine oynuyor yatağında, hazırlanayım ondan sonra gideyim yanına dedim. Hazırlandım, sütünü hazırladım, altını değiştirmek için yanına gittim ki odaya girmemle yatakta oturup bana bakan 1 çift gülen göz ile karşılaşmam bir oldu. Ben şaşırıp ona bakıp gülerken bir an git gel yaşadım gidip telefonu alıp o anın fotoğrafını çekmek için :)) ama tam kapıya yöneldim ki bu sefer oturduğu yerden kollarını uzatıp gel gel yapmaya başladı ki vazgeçtim fotoğraftan falan çekmekten aldım kucağıma sardım, yumuldum gıdıya öptüm öptüm öptüm kokusunu sevdiğimi.

bu gece de yine uyanmış ağlıyor sevgili gitti yanına bizimki yine oturuyor yatağın köşesinde, sevgili şok geri geldi oturmuş yatakta bana bakıyor diye :) Birde oturduktan sonra uyku sersemi henüz geri yatmayı başaramadığı için emzik elinde ağlıyor, gidiyorum yanına emziği ağzına koyup kafasıyla onu yatırmamı işaret ediyor :) al da o sırada ye yala yut :) kendimi zor tutuyorum mıncırıp uykusunu açmamak için.

Korkudan (oturan tutunup kalkarda diye) yatağın paravanını kaldırıyoruz artık en üst seviye.

Şekere not olsun diye yazayım istedim. Gece oturmalarını henüz yakalayamadığımdan başka pozla idare ediyorum, öpüyorum....


28 Mart 2011 Pazartesi

Yeni Heyecanlar

çoook uzun zaman olmuş ben blogta yazmayalı. sık sık geliyorum, okuyorum, geziniyorum ama elim bir türlü yazmaya gitmiyor.


gerçekten twitter geldi mertlik mi bozuldu :)


hoş ben twitterdan önce sapır sapır yazıp döktürmüyordum ya neyse...



en son yazımdan sonra epey şey olmuş. sevgilinin doğum günü kutlanmış bu sefer herşeye herkese inat süpriz doğum gününü yaptım! hahahayt zafer kazanmış kaptan mıyım şimdi :) neyim bilmiyorum ama mutluyum o kesin.


sonra benim doğum günümü kutladık ondan önce canımın içi kardeşimin nişanını yaptık. arkadaşlar ile çoluk çocuk bir araya gelip güzel bir hafta sonunun ardından at binmeye gittik.


benim zayıflama ritüellerim devam ediyor yediğime içtiğime dikkat ettiğim gibi pilatese de devam. bu hafta diyetisyen kontrolünden sonra bakacağız anyaya konyaya.

ahh sevgilinin oldum olası uzun olan saçlarını da kestim bu arada unutmadan bunu da not düşmüş olayım. bu işi ellerimle yapmış olmak benim için oldukça acıydı şaka değil. yaklaşık 10 gün evdeki yabancıya alışmaya çalıştım :) baktım baktım şaşırdım. şimdi ise uzun saçlı halini anımsayamıyorum. ne tuhaf iş...

bende kıskandım oynadım saçlarımla ama ıı-ııh kesmedi beni yeni birşeyler yapmak lazım ama ne onu henüz bulamadım.


bir önceki postta detayı sonraya demişim ama yine arada kaynıyor tam tahıllı un ile yapılan nefis mantı olayı ;)


arada 1 haftalık süreçte kuzumu perişan eden uçuk illeti!!! anasında vardı kızında da var üstelik çekmeye çok erken başladı benim elma şekeri. ağzının kenarında çıkan minicik bir uçuk elini ağzına sokması münasebetiyle parmağına ve oradan da ağzının içine geçti. ağzında ki yaralar yüzünden yemek yiyemez, süt içemez oldu :( sadece su ile beslendik feci günlerdi :( ilk antibiyotiğimizi uçuk illeti yüzünden 10 aylıkken almış olduk. çok şükür hemen toparlanıp eski keyif ve iştahına da kavuştu. elinde ki uçuk yüzüne ve özellikle gözüne bulaşmasın diye çok dikkat etmek gerekiyordu. koca cadı durur mu elbette durmaz, eline eldiven taktırır mı tabii taktırmaz. ne yaptık uzun çoraplarını eline geçirip dirsek, omuz vs.ye kadar çektik. o çıkartmaya uğraştı biz takmaya ve atlattık bitti gitti.

bizim kızla tek sıkıntımız kahvaltılar. yemiyorda yemiyor yumurtayı sevmiyor. kaşık maması yapıyorum ıı-ıhh, tek tek veriyorum ıı-ııh, arada omlet veya yumurtalı patates yapıyorum onu kataküllü ile yiyor ama onda da tam randıman ıı-ııh yok. ne yapacağız kahvaltı öğününe bilmiyorum. varsa tecrübeli annelerin deneyimleri ve önerileri okurum :)

aaaa ne çok ve ne karışık şeyler yazmışım. şimdi bu kadar yeter aaa hem saat de 18:00 olmak üzere, yarın görüşelim sevgiler...

8 Şubat 2011 Salı

Oradan Buradan Bizden...

Haftanın 3 günü çalışıp 2 günü süt iznimi kullanıyorum ve 2 gün de haftasonu eklenince 4 gün tatil yapıyor gibi görünsemde yooook bana bu 4 günde yetmiyor.

Geçtiğimiz hafta baksan hiç birşey yapmadım ama Pazartesi sabahı yataktan kazınarak kalktım :(



Perşembe günü önce hastaneye gittim aylık diyetisyen kontrolü ve ardından doğum sonrası dökülmeye başlayan saçların kontrol altına alınmasına ilişkin uyguladığım tedavilerden birisi olan saç mezoterapisini yaptırmaya. Kafama batan iğne hissiyle birlikte Mai'ş ile koyulduk yola annemlere gittik. Babam ve kardeşte sömestr tatilinde evde keyif tavan yaptı, tüm Mai hepsine enerji verdi :) Nişan hazırlıkları öncesi iyi oldu :)))) Biricik küçük kız kardeş bu ay sonu nişanlanıyor :)))) ayy ayy ne zaman büyüdün sen beeee???

Cuma günü tamam yatıp yuvarlanıp dinleneceğim, aldığım yünler ile örgülerime başlayacağım derken. hoooop arkadaşlardan bir telefon akşam yemeği ve gezmesi için yollardayız. Gitmişken film gecesi yapalım diyoruz, koy bir dvdyi yok sarmadı çıkart öbürünü koy yok sarmadı öbürünü koy derken takılıyoruz birine. Tam film bitti muhabbet derken benim kuzu uyanıyor ve düşüyoruz yollara.

Her gittiği yerde kendi yatağını araması güzel ve iyi bir şey mi değil mi henüz çözemedim :)





Cumartesi günü nihayet 3 yıl sonunda yeniden spora başladım. Ardından uzatılmasını fırsat bilip Body Worlds'e gittik. İlginçti elbette beni etkileyen kısmı tüm gördüklerimin gerçek olduğunu düşünme kısmıydı. Bunun dışında tıp öğrencileri için harika bir sergi diye düşünüyorum boşa değil yani kardeşin bayılması :) Sergiye gidebilmek için 4 saati yolda geçirmiş olmamızın verdiği eziyeti hiç bahsetmeden konuyu kapatıyorum, hele birde yolda dökülen Mai'nin çorbası, kalan çorbanın kuzuya yetmemesi bunun için kıyameti kopartması :) Meyve ile oyalayıp kendimizi eve zor atışımız :)



Evde geçen zamanda da yeni dizi keşfettik onu izliyoruz sevgiliyle The Gates, sevdim seni :) Favorim bay ve bayan Radcliff. Son 1 bölüm kaldı elimizde bitmesin diye izlemeyi erteliyoruz şimdi :)))) Varmı güzel dizi önerileri olan???



Pazar oldu, güzel oldu... Uyandık şarkılar ve oyun çığlıkları eşliğinde, kahvaltımızı yaptık ve ben giyinip düştüm spor yoluna, hoca canıma okudu okudu bittim, hala ağrıyor her yerim ama bu akşamda gidiyorum kuzu kuzu kaçarı yokki!! Sık dişini Müge 2 ay sonra herşey istediğin ve alıştığın eski düzende ve görünümde olacak hihiiihihi :)))

Spordan sonra yine düş yollara git arkadaşlara bebekleri ile oynaş çayları için börekleri ye yorgunluktan perişan ol eve dön, söz verildiği üzere mantı yap sevgiliye (detayı bir sonra ki postta), ertesi güne hazırlan, otur birkaç bölüm dizi izle, olmadı izlerken koltukta uyuya kal, sonra Mai'nin bağırışıyla uyan yedir küçük hanımı ve doğru tumba yatak. Ya bu tatil ne çabuk geçiyor yaaa :((


Ya çok uykum var benim yaaaa çoooookkk.....

21 Ocak 2011 Cuma

Splenda İle İrmik Helvası

Diyetteyim! Hayatımın herhangi bir döneminde bunu söyleyeceğime söyleselerdi hayatta inanamazdım... Ama oldu, diyetteyim! 1 ay olmadı henüz sıkı tutuyorum bu kez kaçamaklar yok, bir yerden kaçıyorsa başka bir yerden kısıyorum, hep dengeli ilerliyorum. Birde yanına sporu koyabilirsem bu iş tamamdır diyebileceğim ve uyuz sezeryan göbeğinden kurtulabileceğim.



Diyetteyim deyince aman aman doğum kiloları kaldı zannedilmesin, diyetisyenimin söylemesine ve ölçümlerine göre boyuma göre hala zayıfmışım!!! Ama yoooo 46 kilonun üzerine çıkamamış bu insan için hala çok şişmanım :))))



Kontrollü beslenirken hem diyet hemde aslında kendim için yaptığıma inandığım en iyi şey şekeri hayatımdan çıkartmaya başlamış olmak oldu. Ben çayı, sütü vs vs vs çoook bol şekerli içerdim. Şimdi ise normal şeker kullanmıyorum ve onun yerine içerisinde aspartam ve sakarin bulunmayan Splenda'yı kullanmaya başladım.






Tablet olarak Splenda'yı kullanırken evde yapacağım tatlılarda da granül halini kullanmanın iyi olacağını düşündüm. Hem şeker ile aynı tada sahip olduğu için sevgilide rahat yiyebilir yapılan tatlıları diye düşündüm ve ilk denememi irmik helvası ile yapmaya karar verdim.



Ben postu hazırlarken süper şukela irmik helvam demleniyor, sevgili hadi koyda yiyelim diye bekleşmekte ve ben çıldırmak üzereyim bir an önce yemeliyim onu :) kriz böyle birşey galiba geldimi fena vuruyor insanın kafasına :)))



Uuuu çok uzatmışım, ben kıssadan splenda'lı tarifimi verip misss kokusuyla beni çağıran helvama doğru gidiyorum çizgi filmlerde koku bulutunu takip eden kediler gibi :))))

Yapacak olanlara afiyet olsun, herkese sevgiler....







Splenda'lı İrmik Helvası;


1 su bardağı irmik, 100 gr tereyağ ve 1 paket dolmalık fıstık iyice kavrulur. Kavrulmanın sonuna doğru ayrı bir tencerede 1,5 su bardağı su, yarım su bardağı süt ve 1,5 su bardağı Splenda granül kaynayana kadar karıştırılır. Kaynayan sıvı karışım kavrulmuş irmikli karışıma dökülür, karıştırılır. 6-7 dakika sonra ateşten alınır ve karıştırılarak demlenmeye bırakılır.


ister dondurmayla ister tarçın ile servis edilir. Benim tercihim metabolizmayı çalıştıracağı için tarçın, diyet sıkıntısı olmayan sevgilin ise tercihi tabii dondurma.... :))

hepinize kocaman mucuuuk

Tenceredeki görüntü demlenmeye bırakmaya hazırlandığım sırada çekildi. Kendimi kaybetmezsem son halini de çekip ekleyeceğim.